Ramazan kelimesiyle birlikte hatırladığımız ifadelerden biri de "rahmet ve mağfiret ayı"dır. Kur'an-ı Kerim'de pek çok defa tekrar edilen rahmet kelimesi Hz.Peygamber'in hadislerinde bu mübarek ayla ilgili olarak da kullanılmıştır. "Ramazan ayında rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır..." ( Buhari, savm, 5)
Aslında Allah'ın rahmet ve merhamet kapıları her zaman açıktır. Fakat insanlar dikkatlerini başka konulara yoğunlaştırdıkları için bu kapıların farkına varamamaktadır. Gereksiz, lüzumsuz ve zararlı konulara yoğunlaşmaya "gaflet uykusu" adı verilir.İnsanın bu uykudan uyandırılması için mübarek gün ve geceler, kutsal yer ve mekanlar çok önemlidir. Cuma günleri, kandil geceleri, camiler, mescidler ve nihayet Mekke, Medine'deki, Beytullah ve Mescid-i Nebevi hemen akla gelenlerdir.
Kandil geceleri, iç dünyamıza ışık dolu bir rahmet kapısı açıldığını hissederiz. Mevlid kandiliyle başlar bu yürüyüş...İç içe kapılar yavaş yavaş açılmaya başlar. Bir müddet sonra "üç aylar" adını alan bir büyük alana ulaşırız. Regaib kandili karşılar bizi...Rağbet ettiğimiz konuların muhasebesini yaparız. Eksik ve kusurlarımızın sebepleri üzerine düşünürüz. İçinde bulunduğumuz nimetlere şükrederiz. Zorluklara karşı sabırlı ve dirençli olmaya çalışırız. Üç hafta sonra göklere açılan sonsuz rahmet kapılarıyla Mirac kandilini yaşarız. Ruhen yükselişin coşkusunu hisseder, namaz ve secdenin ruhumuza sunduğu "kanat" larla doyumsuz anlar yaşarız.
İki hafta sonra Berat'in yollarını aramaya başlarız. Allah'ın rahmet ve merhametiyle beraat edebilmek için bütün gönlümüzle O'na yöneliriz. Yanlış işlerimizi, günah olan davranışlarımızı terk eder, kalbimizle tevbe ederiz. "Allah tevbe edenleri sever" (Bakara, 2/222) ayetinin zenginliğini hissederiz.
Elimizdeki bu beraatla rahmet şehrinin kapısını çalarız. ( şehr kelimesi hem ay hem de belde anlamındadır.) Yunus'un dilinden konuşmaya başlarız:
Safa geldin izzet ile
Dahi azim nimet ile
Mü'minlere rahmet ile
Şehr-i Ramazan merhaba.
Anadolu'nun gönül sultanı rahmet deryası anlatmaya devam eder:
Taşdı rahmet deryası
Gark oldu cümle asi
Dört kitabın manası
La ilahe illallah
Gönül burcundan doğar
Aleme rahmet yağar
Hakkın birliğin över
La ilahe illallah
Gönülden la ilahe illallah diyerek teslim olanlara ise Allah'ın müjdesi şöyle: "Ey kendilerine karşı haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin! Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü yalnız O, çok bağışlayandır, rahmet kaynağıdır." (Zümer, 39/53)
Mahviyetkar dost,
Bütün samimiyetiyle Allah'a yönelen insan kainatta O'nun rahmet ve merhametini görebilecektir: "...Rahmetim herşeyi kuşatmıştır..." (A'raf, 7/156) Bu güzelliği göremeyen, Allah'a gönülden bağlan(a)mayan, egosuna tapan, benliğini öne çıkaran, "herşeyi ben bilirim, ben yaparım" diyenlere sorulan soru ise şöyledir: " Yoksa onlar kudret ve lutuf sahibi olan Rabbinin rahmet hazinelerine sahip olduklarını mı zannederler." ( Sad, 38/9)
PROF.DR.MUSTAFA KARA, MUHABBET MEKTUPLARI, s.129-131.
Aslında Allah'ın rahmet ve merhamet kapıları her zaman açıktır. Fakat insanlar dikkatlerini başka konulara yoğunlaştırdıkları için bu kapıların farkına varamamaktadır. Gereksiz, lüzumsuz ve zararlı konulara yoğunlaşmaya "gaflet uykusu" adı verilir.İnsanın bu uykudan uyandırılması için mübarek gün ve geceler, kutsal yer ve mekanlar çok önemlidir. Cuma günleri, kandil geceleri, camiler, mescidler ve nihayet Mekke, Medine'deki, Beytullah ve Mescid-i Nebevi hemen akla gelenlerdir.
Kandil geceleri, iç dünyamıza ışık dolu bir rahmet kapısı açıldığını hissederiz. Mevlid kandiliyle başlar bu yürüyüş...İç içe kapılar yavaş yavaş açılmaya başlar. Bir müddet sonra "üç aylar" adını alan bir büyük alana ulaşırız. Regaib kandili karşılar bizi...Rağbet ettiğimiz konuların muhasebesini yaparız. Eksik ve kusurlarımızın sebepleri üzerine düşünürüz. İçinde bulunduğumuz nimetlere şükrederiz. Zorluklara karşı sabırlı ve dirençli olmaya çalışırız. Üç hafta sonra göklere açılan sonsuz rahmet kapılarıyla Mirac kandilini yaşarız. Ruhen yükselişin coşkusunu hisseder, namaz ve secdenin ruhumuza sunduğu "kanat" larla doyumsuz anlar yaşarız.
İki hafta sonra Berat'in yollarını aramaya başlarız. Allah'ın rahmet ve merhametiyle beraat edebilmek için bütün gönlümüzle O'na yöneliriz. Yanlış işlerimizi, günah olan davranışlarımızı terk eder, kalbimizle tevbe ederiz. "Allah tevbe edenleri sever" (Bakara, 2/222) ayetinin zenginliğini hissederiz.
Elimizdeki bu beraatla rahmet şehrinin kapısını çalarız. ( şehr kelimesi hem ay hem de belde anlamındadır.) Yunus'un dilinden konuşmaya başlarız:
Safa geldin izzet ile
Dahi azim nimet ile
Mü'minlere rahmet ile
Şehr-i Ramazan merhaba.
Anadolu'nun gönül sultanı rahmet deryası anlatmaya devam eder:
Taşdı rahmet deryası
Gark oldu cümle asi
Dört kitabın manası
La ilahe illallah
Gönül burcundan doğar
Aleme rahmet yağar
Hakkın birliğin över
La ilahe illallah
Gönülden la ilahe illallah diyerek teslim olanlara ise Allah'ın müjdesi şöyle: "Ey kendilerine karşı haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin! Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü yalnız O, çok bağışlayandır, rahmet kaynağıdır." (Zümer, 39/53)
Mahviyetkar dost,
Bütün samimiyetiyle Allah'a yönelen insan kainatta O'nun rahmet ve merhametini görebilecektir: "...Rahmetim herşeyi kuşatmıştır..." (A'raf, 7/156) Bu güzelliği göremeyen, Allah'a gönülden bağlan(a)mayan, egosuna tapan, benliğini öne çıkaran, "herşeyi ben bilirim, ben yaparım" diyenlere sorulan soru ise şöyledir: " Yoksa onlar kudret ve lutuf sahibi olan Rabbinin rahmet hazinelerine sahip olduklarını mı zannederler." ( Sad, 38/9)
PROF.DR.MUSTAFA KARA, MUHABBET MEKTUPLARI, s.129-131.